15 Kasım 2016 Salı

AŞIKLAR ŞEHRİ PARİS

Cekingen | 08:49 | Yorum Yok


Ah Paris… İnsanın içini titreten,saraylar,aşıklar,sanatkarlar şehri…

Yağmurlu bir öğleden sonra Paris’in sevimli sokaklarından Pont Neuf’a doğru yürüyorum.Pont Neuf taş bir köprü aslında ve konumu öyle güzel ki bol bol fotoğraf çekmek için ideal bir alan.Biraz daha yürüyünce rüzgara ve yağmura meydan okuyan Eiffel Kulesi tüm ihtişamıyla selamlıyor beni.Keyifle fotoğraf çeken insanları izliyorm.Kulenin en üstüne asansörle çıkıldığını öğrenince heyecanla ben de çıkıyorum.Eiffel Kulesi’nden şehrin görüntüsü muazzam güzellikte…

Elimdeki haritaya bakarak Notre Dame Katedraline gitmeye karar veriyorum.Daha önceki araştırmalarıma gore Naturalimizmin simgesi olan Notre Dame Katedrali Paris’in en çok ziyaret edilen yerlerinden bir tanesi…Günün saati ziyarete açık. İçinde ve dışında yüzlerce heykelle karşılaşıyorum.İki kuleli bu katedrale girdiğimde yapım aşamasına dair bilgiler ve ibadet alanları görüyorum.Gerçekten görülmeye değer güzellikte bir kilise burası.

Etrafa baktığım zaman Notre Dame’nin hemen karşısında yer alan Cafe Panis dikkatimi çekiyor.Yaklaştıkça muhteşem kokular nefsimi cezbediyor.Cafenin içerisindeki bütün sandalye ve masalar ,yüzünüzün dışarıya bakacağı şekilde konumlandırılmış.Hemen çikolatalı krep ve kahve siparişi veriyorum. Krepin harika tadını damaklarımda hissederken kahvemi yudumluyorum ve zamanın akışına kapılan insanları izliyorum keyifle.

Café Panis’te biraz dinlendikten sonra Saint Germain caddesinden ,Paris’in en meşhur kitap evi olan Shakespeare and Company’i ziyaret ediyorum.Bu kitapevinde kitapları satın almak zorunda değilsinz, isterseniz ödünç de alabilirsiniz.Ayrıca 1-2 saat çalışma karşılığında ,gezginler için ücretsiz konaklama imkanı da sağlanıyor.

Kitapevinin büyülü atmosferinden kurtulup ,Paris’in görkemli sokaklarından Saint-Michel metro istasyonuna doğru yürüyerek,metroyla Louvre Müzesine gidiyorum.Müzenin girişi 15 Euro, ödeyip 3 ana bölümden oluşan müzeyi hızlıca geziyorum.Müzenin içinde bir sürü heykel var ,gözlerim Mona Lisa’ya takılıyor.Başında 2 güvenlik görevlisiyle, muhteşem güzelliğini ziyaretçilere sergiliyor adeta.

Concorde Meydanına vardığımda hava hala yağmurlu.. Burası Fransa’nın en büyük ikinci meydanı ve oldukça hareketli bir yer.Havanın güzel olduğu zamanlarda birçok etkinlik yapılıyormuş burada.

Zamanım az olduğu içinConcorde Meydanından sonra hızlıca Şanzelize,Arch De Triomphe,Montmartre Bulvarı,Rue Clar Caddesi,Saint-Etienne du Mont Kilisesi,Sacre Couer Bazilikası ve Lüksemburg Bahçelerini geziyorum.Lüksemburg bahçeleri şehrin ortasına yapılmış oksijen bahçeleri gibi.Yoğun iş temposundan sonra insanların 5 dakikalığına bile olsa oturup nefes alabilecekleri bir yer…


Ahh Paris… Sana gelmek için ucuz Paris uçak bileti bulduğumda nasıl heyecanlandığımı anlatamam sana… Hani Tolstoy’un arkadaşına gönderdiği mektupta bir sözü vardı ya “Azizim bu şehir ne zaman benim üzerimde tesir etmez hâle gelecektir.” Tolstoy gerçekten çok ama çok haklıymış.O kadar büyeledin ki beni… Seninle geçirdiğim her dakika rüya gibiydi.


0 yorum:

Yorum Gönder